a journey made by rowing

listen to the pronunciation of a journey made by rowing
English - Turkish

Definition of a journey made by rowing in English Turkish dictionary

pull
{i} çekme

Benim bahçemdeki yabani otları çekmek için bir alete ihtiyacım var. - I need a tool for pulling weeds in my garden.

Bahçedeki yabani otları çekmek onun işi. - It's his job to pull the weeds in the garden.

pull
{i} çekicilik
pull
çekiştirmek
pull
çek

İki çocuk kopartıncaya kadar ipi çektiler. - The two children pulled at the rope until it broke.

O, otu çekti ve onu attı. - He pulled up the weed and threw it away.

pull
kısa sandal gezintisi
pull
iltimas
pull
etki

Otobüs şoförü, Tom'un bilet ücreti için elli dolar uzatmasından etkilenmedi. - The bus driver was not impressed when Tom pulled out a $50 note to pay his fare.

pull
yolmak
pull
zorlu tırmanış
pull
(Tekstil) prova baskı, deneme baskısı
pull
{f} kenara çekmek (araba)
pull
{i} arka çıkma
pull
{i} nüfuzlu olma
pull
{f} nefes çekmek
pull
{f} içmek
pull
{i} kürek çekme
pull
(fiil) çekmek, asılmak, yolmak, içmek, nefes çekmek, kürek çekmek, çevirmek (iş), gelmek, girmek, kenara çekmek (araba), kenara parketmek, kalkmak (araba), hareket etmek
pull
{i} asılma
pull
{f} çevirmek (iş)
English - English
pull

As Blunt had said, the burning ship lay a good twelve miles from the Malabar, and the pull was a long and a weary one. Once fairly away from the protecting sides of the vessel that had borne them thus far on their dismal journey, the adventurers seemed to have come into a new atmosphere.

a journey made by rowing

    Hyphenation

    a jour·ney made by rowing

    Turkish pronunciation

    ı cırni meyd bay rōîng

    Pronunciation

    /ə ˈʤərnē ˈmād ˈbī ˈrōəɴɢ/ /ə ˈʤɜrniː ˈmeɪd ˈbaɪ ˈroʊɪŋ/
Favorites