a joint or other connection uniting parts of machinery, such as pipes

English - Turkish

Definition of a joint or other connection uniting parts of machinery, such as pipes in English Turkish dictionary

Related Terms

union

{i} sendika

İşçi sendikaları hükümeti genel grevle tehdit etmekteydi. - The labor unions had been threatening the government with a general strike.

Sendika ve şirket yeni bir sözleşme üzerinde anlaşma sağladılar. - The union and the company have come to terms on a new contract.

union

{i} ittifak

İki ülke arasında hiçbir ittifak şansı yok. - There is no chance of a union between the two countries.

union

rakor

union

dernek

union

birleştirme

union

(Askeri) BİRLİK, CEMİYET, SENDİKA

union

Amerikan iç savaşı zamanmda Kuzey hükümetine bağlı olan

union

ile Amerika Birleşik Devletleri

union

{i} vida yuvası

union

Bileşim

union

birleştirme,birlik

union

{i} pol. birlik

union

{i} kavuşma

union

(Tıp) Kemik kaynaşması

union

{i} birleşme; birleştirme

union

{i} darülaceze

union

union down imdat isteme belirtisi

union

(Tekstil) karışık kumaş

English - English

Definition of a joint or other connection uniting parts of machinery, such as pipes in English English dictionary

union

Hyphenation

a joint or oth·er con·nec·tion u·ni·ting parts of machinery, such as pipes