O ametist broş, Marilla'nın en değerli varlığıydı.
- That amethyst brooch was Marilla's most treasured possession.
Bu broş senin kazağına iyi gider.
- This brooch goes well with your sweater.
Hırsızlar mücevherleri çaldılar.
- The thieves made off with the jewels.
Hiç gerçek mücevherlere sahip değilim.
- I don't own any real jewels.
Aktris her zaman pahalı mücevherler takıyor.
- The actress always wears expensive jewels.
Bu elbiseyle ne tür bir takı takacaksın?
- What sort of jewelry are you going to wear with this dress?
Tom Mary'ye bir sürü mücevherat satın aldı.
- Tom bought Mary lots of jewelry.
Galveston was the jewel of Texas prior to the hurricane.
... Communications inside the jewel case which activates when you take off the packaging. ...