Ben, zaman zaman onunla kulüpte karşılaşırım.
- I meet him at the club from time to time.
Bu kulüp korkunç şekilde sıkıcıdır. Dans alanı boş ve sigara içme verandası tıka basa doludur.
- This club is fearfully dull. The dance floor is empty and the smoking patio is packed.
O bir golf sopası ile onu öldüresiye dövdü.
- She beat him to death with a golf club.
Tom bir golf sopasıyla ölesiye dövüldü.
- Tom was beaten to death with a golf club.
Klüpten men edilmiştir.
- He has been barred from the club.
Klüp saat kaçta açılır?
- What time does the club open?
1986'ya kadar İngiltere'nin okullarında, çocukları kemerlerle, değneklerle ve sopalarla cezalandırmak yasaldı.
- Until 1986, in the schools of England, it was legal to punish children with belts, sticks, and clubs.
Kulübünüze katılmak istiyorum.
- I want to join your club.
Masaru İngiliz Kulübüne katılmak istiyor.
- Masaru wants to join the English Club.
O, futbol kulübünün üyesidir.
- He belongs to the soccer club.
John yüzme kulübündedir.
- John is in the swimming club.