Galiba o sandığı açmak için levyeye ihtiyacın olacak.
- I suppose you'll need a crowbar to open that crate.
Tom levyeyle sandığı açtı ve bir dinamit lokumu çıkardı.
- Tom opened up the crate with a crowbar and took out a stick of dynamite.
Tom saldırganın kafasını vurmak niyetiyle kazayağı kaldırdı.
- Tom raised the crowbar intending to smash his attacker's head.
Bu kapıyı manivela ile açabilip açamayacağımızı görelim.
- Let's see if we can pry this door open.
Tom Mary'nin manivela ile kapıyı açmasına yardım etti.
- Tom helped Mary pry open the door.