Elbiseyle takmak için bir eşarp seçti.
- She chose a scarf to wear with the dress.
Arkadaşım bana bir ipek eşarp hediye etti.
- My friend gave me a silk scarf.
Sally şalı ödünç aldığını kabul etti, ama suçlu olmadığını söyledi.
- Sally admitted that she borrowed the scarf but said she was not guilty.
Dan için bir kravat aldım, Elena için bir şal alacağım.
- I bought a tie for Dan and I'll buy a scarf for Elena.
Mary başörtüsü takıyor.
- Mary wears a headscarf.
Leyla İslam'a geçti ve Müslüman başörtüsü takmaya başladı.
- Layla converted to Islam and started wearing the Muslim headscarf.
Mary Tom'a bir kaşkol örüyor.
- Mary is knitting Tom a scarf.