Bu sıcaklık dayanılmaz.
- This heat is unbearable.
Hatta Tom bu sıcaklıkta çalışamayacağını söylüyor.
- Tom says he can't even work in this heat.
John odaya girdiğinde Tom ve Marry ateşli bir tartışmanın ortasındaydı.
- Tom and Mary were in the middle of a heated argument when John walked into the room.
Tom'un Mary ile ateşli bir tartışması vardı.
- Tom had a heated argument with Mary.
... the pro-gun folks and the anti-gun folks came together and put together a piece of legislation. ...
... standing up for the lives that gun violence steals from us each day ...