a guaranteed selection from (a set). at least one, sometimes more (of a set)

listen to the pronunciation of a guaranteed selection from (a set). at least one, sometimes more (of a set)
English - Turkish

Definition of a guaranteed selection from (a set). at least one, sometimes more (of a set) in English Turkish dictionary

any
{s} herhangi

Orada herhangi bir şey görebiliyor musun? - Can you see anything in there?

Eğer herhangi bir sayıyı sıfıra bölerseniz, sonuç tanımsızdır. - If you divide any number by zero, the result is undefined.

any
her bir

Kendim hakkında yazmıyorum. Her bir benzerlik tamamiyle tesadüftür. - I am not writing about myself. Any similarity is purely coincidental.

any
kimse

Neden kimse cümlelerimin çevirisini yapmıyor? - Why doesn't anybody translate my sentences?

Artık hiç kimse bu dili konuşmuyor. - No one speaks this language anymore.

any
biraz da olsa
any
birazcık olsun
any
birisi

Tom'un şu anda birisiyle konuşmak için vakti yok. - Tom doesn't have time right now to talk to anyone.

Birisi müziğe olan ilgisini geliştirebilir. - Anyone can cultivate their interest in music.

any
hiç

Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum. - I don't know anything about her family.

Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır. - Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.

any
azıcık
any
herhangi biri

Herhangi biri onu yapabilir. - Anyone could do that.

Herhangi birinin öyle bir şey söylediğini asla duymadım. - Never have I heard anyone say a thing like that.

any
biri

Benimle Lady Gaga'nın bir canlı konserini seyretmeye gitmek isteyen biri varmı? - Is there anybody who would like to go see a live concert of Lady Gaga with me?

Onlardan herhangi birini seçebilirsin. - You may choose any of them.

any
her ne kadar

Her ne kadar bu ayakkabıları artık giymesem de, onları atmaya kıyamıyorum. - Even though I don't wear those shoes anymore, I can't bring myself to get rid of them.

any
{s} hiçbir

Dinledim fakat hiçbir şey duymadım. - I listened, but I didn't hear anything.

O hiçbir şeyi değiştirmeyecek. - That won't change anything.

any
zam bir herhangi
any
{s} her

Her kimin ihtiyacı olursa ona yardım et. - Give help to anyone who needs it.

Orada herhangi bir şey görebiliyor musun? - Can you see anything in there?

any
hiç: Do you have any candles? Sende hiç mum var mı? No, I don't have any. Hayır, bende hiç yok. He did it without any help. Hiç yardım
any
(zarf) hiç, daha, biraz
any
(sıfat) hiç, hiçbir; biraz, daha, her, herhangi
English - English
any
a guaranteed selection from (a set). at least one, sometimes more (of a set)
Favorites