Onun etrafında bir kalabalık toplanıyordu.
- A crowd was gathering around him.
Yangını görmek için bir kalabalık toplandı.
- A crowd gathered to see the fire.
Böyle bir insan kalabalığını hiç görmedim.
- Never have I seen such a crowd of people.
Tiyatronun girişinde bir insan kalabalığı vardı.
- There was a crowd of people at the entrance of the theater.
Newport gibi, deniz kenarındaki tatil köyleri yaz aylarında çok kalabalıktır.
- Seaside resorts, such as Newport, are very crowded in summer.
Kalabalıkta birinin adımı seslendiğini duydum.
- I heard someone call my name in the crowd.
Kütüphanenin önünde bekleyen bir sürü öğrenci vardı.
- There was a crowd of students waiting in front of the library.
That obscure author's fans were a nerdy crowd which hardly ever interacted before the Internet age.