English - Turkish
Definition of a great number or large quantity of things not placed in a pile in English Turkish dictionary
- heap
- yığın
Koru yakıldı, alevler yükseldi, ve kısa sürede bayan Askew ve arkadaş şehitleriyle ilgili geriye kalan bütün şey dökülen bir küller yığınıydı.
-The wood was kindled, the flames arose, and a mouldering heap of ashes was soon all that remained of Mrs Askew and her fellow martyrs.
O eski gazete yığınından kurtulun.
-Get rid of that heap of old newspapers.
- heap
- {f} tepeleme doldurmak
- heap
- ağzına kadar doldurmak
- heap
- yığınak
- heap
- yığıntı
- heap
- külçe
- heap
- kümelemek
- heap
- {i} küme
- heap
- kalak
- heap
- yığmak
- heap
- (isim) yığın, küme, öbek, bir sürü, bir yığın, döküntü, hurda yığını
- heap
- (fiil) tepeleme doldurmak, ağzına kabar doldurmak, yüklemek
- heap
- çok miktar
- heap
- {i} bir yığın
- heap
- {i} hurda yığını
- heap
- {f} yüklemek
- heap
- {f} (hediye/hakaret) yağdırmak
Related Terms
English - English
Definition of a great number or large quantity of things not placed in a pile in English English dictionary
- heap
a great number or large quantity of things not placed in a pile
Hyphenation
a great num·ber or large quan·ti·ty of things not placed in a pileTurkish pronunciation
ı greyt nʌmbır ır lärc kwäntıti ıv thîngz nät pleyst în ı paylPronunciation
/ə ˈgrāt ˈnəmbər ər ˈlärʤ ˈkwäntətē əv ˈᴛʜəɴɢz ˈnät ˈplāst ən ə ˈpīl/ /ə ˈɡreɪt ˈnʌmbɜr ɜr ˈlɑːrʤ ˈkwɑːntətiː əv ˈθɪŋz ˈnɑːt ˈpleɪst ɪn ə ˈpaɪl/
Resimler
Favorites