Ben bütün gün bilgisayar ekranı önünde otururum, bu yüzden elektro-manyetik dalgalar tarafından oldukça şiddetli şekilde bombardıman edilirim.
- I sit in front of a computer screen all day, so I get pretty heavily bombarded by electro-magnetic waves.
Grup bombalama sorumluluğunu üstlendi.
- The group claimed responsibility for the bombings.
Pakistan'daki bir bombalı saldırı sonucunda yüz on altı kişi öldü.
- One hundred and sixteen people died as a result of a bomb attack in Pakistan.
Atom bombası tüm Hiroşima şehrini yıktı.
- The atomic bomb destroyed the entire city of Hiroshima.
Atom bombası, 20. yüzyılın fizik ürünüdür.
- The atomic bomb is the offspring of 20th century physics.
Londra defalarca bombalandı.
- London was bombed several times.
Avcı uçağı bombalarını bıraktı.
- The fighter plane released its bombs.
Rehin tutanlar bir bomba patlatmakla tehdit etti.
- The hostage-takers threatened to detonate a bomb.