a great deal; more than; plenty; very; to a great extent

listen to the pronunciation of a great deal; more than; plenty; very; to a great extent
English - Turkish

Definition of a great deal; more than; plenty; very; to a great extent in English Turkish dictionary

much
çok

Kahveyi çaydan daha çok seviyorum. - I like coffee much more than tea.

Çok fazla yersen şişmanlarsın. - If you eat too much you will become fat.

much
{i} çok şey

Nasıl oluyor da Japon tarihi hakkında o kadar çok şey biliyorsun? - How come you know so much about Japanese history?

İnsanoğlunun tarih derslerinden çok şey öğrenmemesi tarihin öğretmek zorunda olduğu tüm derslerin en önemlisidir. - That men do not learn very much from the lessons of history is the most important of all the lessons that history has to teach.

much
fazlaca
much
pek

Bugün ya da yarın gitmen pek fark yaratmayacak. - It will not make much difference whether you go today or tomorrow.

Tom ve Mary'nin pek çok ortak şeyleri yoktur. - Tom and Mary don't have much in common.

much
belirli bir miktar
much
aşağı yukarı

Buradan Belediye binasına yürümek aşağı yukarı ne kadar zaman alır? - How much time, more or less, does it take to walk from here to the town hall?

Bu sandalyeyi onartmak aşağı yukarı ne tutar? - About how much would it cost to have this chair repaired?

much
ziyade
much
köp

Mac, benim arkadaşım. O, köpekleri çok sever. - Mac is my friend. He likes dogs very much.

Bir köpeğin koku alma duygusu, bir insanınkinden çok daha keskindir. - A dog's sense of smell is much keener than a human's.

much
hemen hemen

O iş hemen hemen bitti. - That job is pretty much finished.

İnsanlara Lise yıllarında en çok pişman olduğunuz şey nedir? diye sorduğumda, hemen hemen hepsi aynı şeyi söylerler: Zamanımızın çoğunu boşa harcadık. - When I ask people what they regret most about high school, they nearly all say the same thing: that they wasted so much time.

much
klymet vermek
much
{s} çok, epey, hayli, pek: I'm feeling much
much
çokça
much
önemli şey
much
make much of çok önem vermek
much
(sıfat) çok, fazla, hayli
much
fazla derecede
much
çok miktarda şey
much
büyük kısım
English - English
{s} much
a great deal; more than; plenty; very; to a great extent
Favorites