a globule of metal remaining on an assay cupel or in a crucible, after fusion

listen to the pronunciation of a globule of metal remaining on an assay cupel or in a crucible, after fusion
English - Turkish

Definition of a globule of metal remaining on an assay cupel or in a crucible, after fusion in English Turkish dictionary

button
{i} düğme

Bir resim çekmek için yapmanız gereken bütün şey bu düğmeye basmaktır. - All you have to do to take a picture is push this button.

Tüm yapmanız gereken düğmeye basmaktır. - All you have to do is press the button.

button
{i} tomurcuk
button
kontrol düğmesi
button
{f} düğmelemek
button
düğmeler

Düğmelerinizden biri düştü. - One of your buttons has come off.

Lütfen bu düğmeleri dik. - Please sew these buttons on.

button
düğmelenmek
button
rozet

Tom, Kızılhaç rozeti takıyor. - Tom is wearing a Red Cross button.

button
{i} buton

Siz sadece butona basmalısınız. - You have only to push the button.

Tom yanlış butona basmış olmalı. - Tom must have pushed the wrong button.

button
{i} elektrik düğmesi, düğme, buton
button
{i} puan
button
{f} (up) iliklemek, düğmelemek; iliklenmek, düğmelenmek: Button your shirt! Gömleğini ilikle!
button
düğme dikmek veya koymak
button
düğme, üzerine fare ile tıklanınca çalışan nesne veya şekil
button
{i} sayı
button
(fiil) düğmelemek
button
buttonwood
button
ar Kızılderililerin uyuşturucu madde niyetine çiğnedikleri dikensiz bir nevi kaktüsün ku tepe kısmı
button
{i} filiz
English - English
button
a globule of metal remaining on an assay cupel or in a crucible, after fusion

    Hyphenation

    a glob·ule of metal remaining on an as·say cu·pel or in a crucible, af·ter fu·sion

    Pronunciation

Favorites