Yeni takım elbiseni nerede yaptırdın?
- Where did you have your new suit made?
Bu kumaştan yapılmış bir takım elbise istiyorum.
- I want a suit made of this material.
O elbise pahalı bir görünüme sahip.
- That suit has an expensive look.
Diğer takım elbiseye gücün nasıl yetebilir?
- How can you afford another suit?
Öncüleri bir takım engellerin üstesinden geldiler.
- The pioneers overcame a set of obstacles.
Tom her zaman onun arabasındaki sandıkta bir set atlama kabloları saklar.
- Tom always keeps a set of jumper cables in the trunk of his car.
Doktora bir dava açtım.
- I brought a suit against the doctor.
Sami, Leyla'ya karşı dava açtı.
- Sami launched a suit against Layla.
Geppetto'nun cebinde bir kuruşu yoktu, bu yüzden oğluna çiçekli bir kağıttan küçük bir takım, bir ağacın kabuğundan bir çift ayakkabı ve biraz hamurdan küçük bir kep yaptı.
- Geppetto did not have a penny in his pocket, so he made his son a little suit of flowered paper, a pair of shoes from the bark of a tree, and a tiny cap from a bit of dough.
Onun diğer talibinin olduğunu öğrendiğinde, ciddi olarak ona kur yapmaya başladı.
- He began courting her in earnest when he found out that she had another suitor.