a fossilized term

listen to the pronunciation of a fossilized term
English - Turkish

Definition of a fossilized term in English Turkish dictionary

fossil
{i} fosil

Fosil yakıtlar sonsuza kadar var olmayacak. - Fossil fuels won't be available forever.

Tom fosillerle ilgileniyor. - Tom is interested in fossils.

fossil
fosilleşmek
fossil
kalıntı

Tüplü dalgıçlar suyun altında altın paralar, antik kalıntılar, soyu tükenmiş hayvanların kalıntıları dahil birçok ilginç şeyler buldu. - Scuba divers have found many interesting things under water including gold coins, ancient ruins, and fossils of extinct animals.

fossil
taşıllaşmış
fossil
taşıl
fossil
fosilleşmiş

Ellerimde tuttuğum şey fosilleşmiş bir kabuk. - A fossilized shell is what I'm holding in my hands.

Amber fosilleşmiş reçinedir. - Amber is fossilised resin.

a term
Bir dönem
fossil
köhneleştirmek
fossil
taşlaşmak
fossil
fosilleştirmek
fossil
dili eski kafalı kimse
fossil
fossiliferous fosilli
fossil
{s} taşlaşmış
fossil
{s} köhne
fossil
{i} eski kafalı kimse
fossil
{s} eski kafalı
fossil
eskileştirmek
fossil
fossilize fosilleşmek
English - English
fossil
a fossilized term

    Hyphenation

    a fos·sil·ized term

    Turkish pronunciation

    ı fäsılayzd tırm

    Pronunciation

    /ə ˈfäsəˌlīzd ˈtərm/ /ə ˈfɑːsəˌlaɪzd ˈtɜrm/
Favorites