a fortune, state, portion, share, chance, a share or division of land, a field

listen to the pronunciation of a fortune, state, portion, share, chance, a share or division of land, a field
English - Turkish

Definition of a fortune, state, portion, share, chance, a share or division of land, a field in English Turkish dictionary

lot
birçok

Yolda birçok hayvan gördü. - He saw a lot of animals on the road.

Yolda birçok hayvan gördü. - She saw a lot of animals on the road.

lot
{i} grup; parti (mal)
lot
{i} tic. (mal) parti
lot
film stüdyosu
lot
(Askeri) kafile
lot
behre
lot
çok miktar

Tom Mary'ye çok miktarda faydalı Fransızca öğretti. - Tom taught Mary a lot of useful French.

O, çok miktarda para bağışladı. - He kicked in a lot of money.

lot
üleş
lot
öbek arsa
lot
yığın
lot
talih

Sami bir piyango talihlisiydi. - Sami was a lottery winner.

lot
aynı türden eşya türkümü
lot
arsa

Tom'un tam Boston'un dışında bir sürü arsaya sahip. - Tom owns a lot of land just outside of Boston.

Güney Fransa'da dağın yamacında emeklilik evi yapmayı planladığım küçük bir arsa aldım. - I bought a small lot on the hillside in Southern France where I plan to build a retirement home.

lot
ad çekme
lot
hepsi

Bir sürü satılık ikinci el kitabım var, hepsi uygun fiyatlarla. - I have lots of second-hand books for sale, all at affordable prices.

Onların hepsi otoparkta bekliyor. - They all are waiting in the parking lot.

lot
öbek
lot
Lut peygamber. Hz. Lut
lot
(Askeri) KAFİLE: Hepsi aynı şartlar altında imal edilmiş ve aynı kafile numarası verilmiş bir malzeme miktarı
English - English
{n} lot
a fortune, state, portion, share, chance, a share or division of land, a field

    Hyphenation

    a fortune, state, portion, share, chance, a share or di·vi·sion of land, a field

    Pronunciation

Favorites