a foible; a flaw in a persons character

listen to the pronunciation of a foible; a flaw in a persons character
English - Turkish

Definition of a foible; a flaw in a persons character in English Turkish dictionary

demon
{i} şeytan

En tehlikeli şeytan paradır. - The most dangerous demon is money.

Şeytanlara inanmıyorum. - I don't believe in demons.

demon
çok enerjik kimse
demon
hayalet program
demon
kötü kimse
demon
uğursuz
demon
kötü ruhlu
demon
(Askeri) DEMON: Düşman hava araçlarının önlenmesi, tahribi ve kıta desteği için uçak gemilerinden faaliyette bulunacak şekilde imal edilmiş, her türlü havada faaliyete elverişli, tek motorlu, tek kişilik, süpersonik jet av uçağı. Bu uçak; nükleer atış kabiliyetine ve Sparrow füzelerini içine alan silahlara sahiptir. Havada yakıt ikmali yapılabilir. F-3 olarak isimlendirilir
demon
(isim) şeytan, iblis, cin; zalim, günahkâr tutku; enerjik kişi
demon
{i} enerjik kimse
demon
(Askeri) DEMON: Düşman hava araçlarının önlenmesi, tahribi ve kıta desteği için uçak gemilerinden faaliyette bulunacak şekilde imal edilmiş, her türlü havada faaliyete elverişli, tek motorlu, tek kişilik, süpersonik jet av uçağı. Bu uçak; nükleer atış kabiliyetine ve Sparrow füzelerini içine alan silahlara sahiptir. Havada yakıt ikmali yapılabilir. F-3 olarak isimlendirilir
demon
{i} günahkâr tutku
demon
dili çok enerjik kimse
demon
{i} cin, kötü ruh, şeytan, iblis
demon
canavar/kötü ruh
demon
{i} cin

Tom iyi ve kötü cinler olduğuna inanır. - Tom believes that there are good and evil demons.

Avrupalılar iblislerin kıtasını temizlemek için bir cinci hoca tuttu. - The Europeans hired an exorcist to cleanse their continent of demons.

demon
{i} enerjik kişi
demon
{i} kötü kimse, iblis
demon
kötü ruh
demon
kötü adam
demon
{i} zalim
English - English
demon
a foible; a flaw in a persons character
Favorites