Oturduğun koltuktaki boya hâlâ ıslak.
- The paint on the seat on which you are sitting is still wet.
Erken geldi,bu yüzden iyi bir koltuk buldu.
- He came first. Therefore he got a good seat.
Hepimize yetecek kadar sandalye vardı.
- There were enough seats for all of us.
On iki kişinin oturması için yeterince sandalye var mı?
- Are there enough chairs to seat 12 people?
Beni yerime götürdüler.
- I was ushered to my seat.
Tom sürücünün yerine oturdu ve uzaklaştı.
- Tom got into the driver's seat and drove off.