Fren çalışmayı durdurdu.
- The brake stopped working.
John ayağını frene koydu ve biz aniden durduk.
- John put his foot on the brake and we stopped suddenly.
O, zamanında fren yapmadı ve bir ağaca çarptı.
- He didn't brake on time, and ran into a tree.
Bisikletimin frenlerini ayarlattım.
- I had the brakes of my bicycle adjusted.
Yeni frenlere ihtiyacın var gibi görünüyor.
- It sounds like you need new brakes.
Frenleri tamir ederlerse, arabayı satın alacağım.
- I will only buy the car if they repair the brakes first.
Araba sürmeden önce frenleri kontrol edin ve ayarlayın.
- Check and adjust the brakes before you drive.