a female ancestor or progenitor

listen to the pronunciation of a female ancestor or progenitor
English - Turkish

Definition of a female ancestor or progenitor in English Turkish dictionary

grandmother
{i} babaanne

Tom'un büyük büyük büyük babaannesi İskoçya'da yaşadı. - Tom's great-great-great grandmother lived in Scotland.

Babaannen kaç yaşında? - How old is your grandmother?

grandmother
{i} anneanne

Anneannem yavaşça konuşuyor. - My grandmother speaks slowly.

Anneannemin ölümü büyük bir şok oldu. - My grandmother's death was a big shock.

grandmother
büyük anne

Büyük annem giysiler örmeyi seviyor. - My grandmother likes to weave things.

O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı. - When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.

grandmother
{i} büyükanne

Tom ve büyükannesi kitapçıya gitti. - Tom and his grandmother went to the bookstore.

Büyükannem bana istediğimden daha fazlasını verdi. - My grandmother gave me more than I wanted.

grandmother
{i} nine

Bugün ninemin doğum günü. - Today's my grandmother's birthday.

Ninem bu sabah mektubu yolladı. - My grandmother posted the letter this morning.

English - English
grandmother
A female ancestor
ancestress
A female ancestor
foremother
A female ancestor
mother
a female ancestor or progenitor

    Hyphenation

    a fe·male an·ces·tor or pro·gen·i·tor

    Turkish pronunciation

    ı fimeyl änsestır ır prōcenîtır

    Pronunciation

    /ə ˈfēˌmāl ˈanˌsestər ər prōˈʤenətər/ /ə ˈfiːˌmeɪl ˈænˌsɛstɜr ɜr proʊˈʤɛnɪtɜr/
Favorites