Satın alamadığımız atın her zaman bir kusuru olacaktır.
- The horse that we can't buy will always have a defect.
Son araştırmaların gösterdiğine göre, Emmet'in teorisinin uygulanması her zaman kusursuz değildir.
- Recent investigations have demonstrated that the application of Emmet's theory is not always without defects.
Araçlar arızalar için en az her üç ayda bir kontrol edilir.
- The vehicles are inspected for defects at least every three months.
Arızalı TV yi yenisiyle değiştirdiler.
- They replaced the defective TV with a new one.