Ailenizin bir Japon arabasına sahip olduğuna şaşırdım.
- I am surprised that your family has a Japanese car.
Ailemde dört kişi var.
- There are four people in my family.
O büyük bir aileye ait.
- He belongs to a big family.
Soyadınızın yazılışı nasıl?
- What's the spelling of your family name?
Herhangi biri Tom'un soyadını biliyor mu?
- Does anyone know Tom's family name?
Ne zaman kadın ve erkeklerin geleneksel rollerini düşünsek, ailesine destek olan kocalar ve de aile ve çocuklarına bakan karılar aklımıza gelir.
- When we think of the traditional roles of men and women in society, we think of husbands supporting the family, and wives taking care of the house and children.
Yakın zamanda bir babanın büyük ailesinin huzurunda, erkek çocuklarımdan hiçbirinin avukat olmasını istemiyorum. dediğini duyduk.
- Not long ago we heard a father say in the presence of his large family, I don't want any of my boys to be lawyers.
O yoksul aile her ay kıt kanaat geçiniyor.
- That poor family lives from hand to mouth every month.
Sami ailesini kandırdı.
- Sami fooled his family.
Our family lives in town.