Bir iğnenin düşüşünü duyacak kadar yeterince sessiz.
- It's quiet enough to hear a pin drop.
Yağmurdan sonra sıcaklıkta bir düşüş oldu.
- There was a drop in temperature after the rain.
Yedinci sınıftayken okulu bıraktım.
- I dropped out of school when I was in the 7th grade.
Lütfen beni istasyona bırak.
- Please drop me off at the station.
Bir içki için uğrayalım.
- Let's drop in for a drink.
That was a long drop, but fortunately I didn't break any bones.