O kar fırtınasında araba sürmek bir kabustu.
- Driving through that snowstorm was a nightmare.
Tom sık sık kabus görür.
- Tom often has nightmares.
O kar fırtınasında araba sürmek bir kabustu.
- Driving through that snowstorm was a nightmare.
Belki bu sadece bir kabustu.
- Maybe it was just a nightmare.