a drawing or representation conveying information

listen to the pronunciation of a drawing or representation conveying information
English - Turkish

Definition of a drawing or representation conveying information in English Turkish dictionary

figure
{i} rakam

O, rakamları topladı. - He added up the figures.

Rakamlar 230'a varıyor. - The figures add up to 230.

figure
{i} figür

Bu figürün Marilyn Monroe'yu temsil ettiği varsayılır, ama onun adaletini temsil ettiğini sanmıyorum. - This figure is supposed to represent Marilyn Monroe, but I don't think it does her justice.

O orantılı bir figüre sahiptir. - She has a well-proportioned figure.

figure
{f} yer al
figure
{i} desen
figure
sima
figure
(Biyokimya) çizit
figure
{i} insan tasviri
figure
önemli kişi
figure
endam

Kate iyi bir endama sahip. - Kate has a good figure.

figure
tavır
figure
değer

Tom bunun denemeye değer olduğunu düşündü. - Tom figured it was worth a try.

figure
suret

Ben uzaktan yaklaşan bir suret gördüm. - I saw a figure approaching in the distance.

figure
(fiil) şekillendirmek, resmetmek, tasvir etmek, desenlemek, süslemek, düşünmek, yeralmak, rol oynamak, anlamı olmak, ifade etmek
figure
beden yapısı
figure
{f} tasvir etmek
figure
saymak
figure
rakamlı
figure
{i} boy bos, endam
English - English
figure
a drawing or representation conveying information

    Hyphenation

    a draw·ing or rep·re·sen·ta·tion conveying in·for·ma·tion

    Turkish pronunciation

    ı drôîng ır reprızenteyşın kınveyîng înfôrmeyşın

    Pronunciation

    /ə ˈdrôəɴɢ ər ˌreprəzenˈtāsʜən kənˈvāəɴɢ ənˈfôrˈmāsʜən/ /ə ˈdrɔːɪŋ ɜr ˌrɛprəzɛnˈteɪʃən kənˈveɪɪŋ ɪnˈfɔːrˈmeɪʃən/
Favorites