Hastalık onun dışarı çıkmasını engelledi.
- Sickness prevented him from going out.
Hastalık partiye katılmamı engelledi.
- Sickness kept me from attending the party.
Berbat bir sabah bulantım var. Bir şey yiyemem.
- I have horrible morning sickness. I can't eat anything.
Gebe kadınlar genellikle sabah bulantısı geçirirler.
- Pregnant women often experience morning sickness.