a disease, heat

listen to the pronunciation of a disease, heat
English - Turkish

Definition of a disease, heat in English Turkish dictionary

fever
ateş

Senin bugün biraz ateşin var, değil mi? - You have a little fever today, don't you?

Benim öksürüğüm ve biraz ateşim var. - I have a cough and a little fever.

fever
{f} ateşlenmek
fever
{i} heyecan

Sen hâlâ heyecanlısın. - You're still feverish.

fever
telaş
fever
{i} hararet
fever
merak etmek
fever
telâş etmek
fever
{i} humma

Avrupalıların gelişinden önce sarı humma bir sorun değildi. - Before the arrival of the Europeans, yellow fever hadn't been a problem.

Tom birkaç yıl önce neredeyse sarı hummadan ölüyordu. - Tom nearly died of yellow fever a few years ago.

fever
ateş basmak
fever
hararetli olmak
fever
black water fever karasu humması
fever
asabiyet
fever
fever tree sıtma ağacı
fever
{i} Duygu yoğunluğu belirtir: He was shouting in a fever of excitement. Büyük bir heyecanla bağırıyordu
fever
{f} yanıp tutuşmak
English - English
{n} fever