English - Turkish
Definition of a dinky keyboard wedded to a lousy monochrome screen, all with bad battery life in English Turkish dictionary
- laptop
- dizüstü
Sana bir dizüstü bilgisayar vereceğim.
-I will give you a laptop.
Bu bir dizüstü bilgisayara sahip olmak pratiktir.
-It's practical to have a laptop.
- laptop
- Dizüstü bilgisayar
Bu bir dizüstü bilgisayara sahip olmak pratiktir.
-It's practical to have a laptop.
Bu dizüstü bilgisayar çok incedir.
-This laptop computer is very thin.
- laptop
- diz üstü bilgisayar
Tom diz üstü bilgisayarına bir bardak süt döktü.
-Tom spilled a glass of milk on his laptop.
Diz üstü bilgisayarımı masanın kenarına o kadar yakın koymamalıydım.
-I shouldn't have put my laptop so close to the edge of the table.
Related Terms
English - English
Definition of a dinky keyboard wedded to a lousy monochrome screen, all with bad battery life in English English dictionary
- laptop
a dinky keyboard wedded to a lousy monochrome screen, all with bad battery life
Hyphenation
a din·ky key·board wed·ded to a lou·sy mon·o·chrome screen, all with bad Bat·te·ry lifePronunciation
Resimler
Favorites