English - Turkish
Definition of a den, a hallow in English Turkish dictionary
- cave
- {i} mağara
Tom artık mağarada yaşamak istemiyordu fakat seçimi yoktu.
-Tom didn't want to live in the cave anymore, but he had no choice.
Mağarada bulduğum budur.
-This is what I found in the cave.
- cave
- (Nükleer Bilimler) oyuk
- cave
- teslim olmak
- cave
- {i} in
- cave
- {f} pes etmek
- cave
- göçme
- cave
- (fiil) kazmak, oymak, açmak; çökmek, yıkılmak, batmak; pes etmek, boyun eğmek; partiden kopmak
- cave
- kaba ve hoyrat adam
- cave
- cave man mağara adamı
- cave
- {f} yıkılmak
- cave
- (isim) mağara, in; siyasi partiden kopma, siyasi partiden kopan grup
- cave
- dikkat
- cave
- cave in çökmek
- cave
- {i} mağara. f
- cave
- {f} boyun eğmek
- cave
- razı olmak
- cave
- {i} siyasi partiden kopan grup
- cave
- {f} çökmek
- cave
- aman ha
Related Terms
English - English
Definition of a den, a hallow in English English dictionary
- {n} cave
a den, a hallow
Hyphenation
a den, a hal·lowPronunciation
Resimler
History
Favorites