Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Haberle ilgili hayal kırıklığından dolayı iç çekti.
- She sighed with disappointment at the news.
Piknik bir hayal kırıklığıydı.
- The picnic was a disappointment.
İnsanoğlunun hayatında niçin hayal kırıklıkları vardır?
- Why are there disappointments in human life?
Tom da bazı hayal kırıklıkları yaşadı.
- Tom also had some disappointments.