a deep hole or shaft dug or drilled to obtain water or oil or gas or brine

listen to the pronunciation of a deep hole or shaft dug or drilled to obtain water or oil or gas or brine
English - Turkish

Definition of a deep hole or shaft dug or drilled to obtain water or oil or gas or brine in English Turkish dictionary

well
{f} fışkırmak
well
şey!

Bizimle her şey iyidir. - Everything is well with us.

Kafamda çok şeyler olduğu için dün gece iyi uyuyamadım. - I couldn't sleep well last night because there were lots of things on my mind.

well
hokka
well
haklı olarak
well
boşluk
well
fışkırıp akmak
well
su kuyusu
well
yerinde

Adam köyün her yerinde iyi tanınmıştır. - The man is well-known all over the village.

O yerinde harcanmış paraydı. - That was money well spent.

well
{ü} öyleyse

Öyleyse, birisinin hatasını düzeltmekte geç kalmak diye bir şey yoktur. - Well, there's no such thing as being too late to correct one's faults.

Peki, öyleyse, yapmamı istiyorsan onu yaparım. - Well, then, if you want me to I'll do it.

well
iyice

Tom ofiste olanların iyice farkında. - Tom is well aware of what is going on at the office.

Ellerinizi iyice yıkayın - Wash your hands well.

well
elverişli
well
{ü} Pekâlâ!/Ya!/Hayret!/Olur şey değil!/Sahi!/Eh!/Haydi!
well
(Askeri) HAVA ÖNLEMESİNDE "BELİRTİLEN CİHAZLAR İYİ ÇALIŞIYOR " ANLAMINDA BİR KOD
well
sıhhatli
well
tamamen

Sanırım söylemek istediğim bir şeyi neredeyse tamamen söylemek için yeterince iyi şekilde Fransızca konuşabilirim. - I think I can speak French well enough to say pretty much anything I want to say.

Tom tamamen iyi bir şekilde anlayabiliyor. - Tom can understand perfectly well.

well
z. (bet.ter, best)
well
{s} iyi durumda

O bu işe başladığından beri oldukça iyi durumda. - He has been well off since he started this job.

Tom hâlâ iyi durumda. - Tom is still doing well.

well
sıhhatça iyi
well
{i} kuyu: artesian well artezyen kuyusu, artezyen. oil well petrol kuyusu
well
{ü} peki

Peki, hangi sporları seversin? - Well, what sports do you like?

Peki, beni ikna ettiniz. - Well, you've convinced me.

English - English
well
well-
a deep hole or shaft dug or drilled to obtain water or oil or gas or brine

    Hyphenation

    a deep hole or shaft dug or drilled to ob·tain wa·ter or oil or gas or brine

    Turkish pronunciation

    ı dip hōl ır şäft dʌg ır drîld tı ıbteyn wôtır ır oyl ır gäs ır brayn

    Pronunciation

    /ə ˈdēp ˈhōl ər ˈsʜaft ˈdəg ər ˈdrəld tə əbˈtān ˈwôtər ər ˈoil ər ˈgas ər ˈbrīn/ /ə ˈdiːp ˈhoʊl ɜr ˈʃæft ˈdʌɡ ɜr ˈdrɪld tə əbˈteɪn ˈwɔːtɜr ɜr ˈɔɪl ɜr ˈɡæs ɜr ˈbraɪn/
Favorites