English - Turkish
Definition of a decisive manner of beginning a musical tone or phrase in English Turkish dictionary
- attack
- hücum etmek
- attack
- saldırı
Düşman bütün gün saldırısına devam etti.
-The enemy kept up their attack all day.
Düşman saldırısı şafakta sona erdi.
-The enemy attack ended at dawn.
- attack
- {i} hamle
- attack
- {f} tecâvüz etmek
- attack
- baskın yapmak
- attack
- yumulmak
- attack
- bozmak
- attack
- kriz
Tom Mary'nin çatının kenarında durduğunu gördüğü zaman neredeyse kalp krizi geçirmişti.
-Tom nearly had a heart attack when he saw Mary standing on the edge of the roof.
Tom bir kalp krizi geçirdi.
-Tom had a heart attack.
- attack
- {f} tutulmak
- attack
- (Askeri) TAARRUZ: Bir hareket yapmak üzere tayyarelerin bir hedefe yaklaşması
- attack
- (Nükleer Bilimler) kemirme (kimya)
- attack
- {f} uğraşmak
- attack
- yakalanma tutulma
- attack
- {f} taarruz etmek
- attack
- {f} çatmak
- attack
- isabet etmek
- attack
- tutmak
- attack
- aleyhinde söylemek
- attack
- {i} çatma
Related Terms
English - English
Definition of a decisive manner of beginning a musical tone or phrase in English English dictionary
- attack
a decisive manner of beginning a musical tone or phrase
Hyphenation
a de·ci·sive man·ner of be·gin·ning a mu·si·cal tone or phraseTurkish pronunciation
ı dîsaysîv mänır ıv bîgînîng ı myuzîkıl tōn ır freyzPronunciation
/ə dəˈsīsəv ˈmanər əv bəˈgənəɴɢ ə ˈmyo͞ozəkəl ˈtōn ər ˈfrāz/ /ə dɪˈsaɪsɪv ˈmænɜr əv bɪˈɡɪnɪŋ ə ˈmjuːzɪkəl ˈtoʊn ɜr ˈfreɪz/
Resimler
History
Favorites