Onun sahneye ilk çıkışı mevsimin en büyük sosyal olayı idi.
- Her debut was the biggest social event of the season.
Hayat bir yayla bağlı değildir ama o hâlâ bir hediyedir.
- Life isn't tied with a bow, but it's still a gift.
Koyomi bir yay ve oklar satın aldı.
- Koyomi bought a bow and arrows.
Tom kibarca Mary'ye reverans yaptı.
- Tom bowed to Mary politely.
O, Kraliçe'ye reverans yaptı.
- He bowed to the Queen.
Başla selamlama yerine tokalaştılar.
- They shake hands instead of bowing.
Tom utançla başını eğdi.
- Tom bowed his head in shame.
Japonya'da birisiyle karşılaştığında eğilmek kibarlıktır.
- In Japan, it is polite to bow when one meets someone.
Japonya'da eğilmek yaygın bir nezakettir.
- In Japan, bowing is common courtesy.
Ona boyun eğmek istemiyorum.
- I don't want to bow down to him.
The new product will make its bow on the world market this summer.
Since making its debut two years ago, the program has gained cult status.
Release 3.2 debuted to mixed reviews in Spring of 2004.
... of course, to also debut the most important part of any release, the new logo. ...
... will be making my directorial debut with Laurieann Gibson, ...