Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.
- You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death.
İnsan ölümlerinin çoğuna, sigara dumanı neden olmuştur.
- A lot of human deaths are caused by smoking cigarettes.
O, kalkış için hazırlandı.
- He got ready for departure.
Hava kötüleştiği için, kalkış ertelendi.
- The weather getting worse, the departure was put off.
Tom ayrılışını üç gün erteledi.
- Tom postponed his departure for three days.
Bu bilet için ayrılış tarihini değiştirebilir misiniz?
- Could you change the departure date for this ticket?
Jane doğal bir ölümle ölmedi.
- Jane didn't die a natural death.
Teslim olmak zorundaysam, ölmeyi tercih ederim.
- If I had to surrender, I'd rather choose death.
Bazen kardiyovasküler hastalığın ilk belirtisi ölümdür.
- Sometimes the first symptom of cardiovascular disease is death.
Kaza çok fazla ölüme neden oldu.
- The accident has caused many deaths.
Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.
- You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death.
O, babasının ölümünden sonra işle ilgilendi.
- He took care of the business after his father's death.
Savaş kente ölüm ve yıkım getirdi.
- The war brought about death and destruction in the city.
Onlar söylenemeyecek miktarda ölüm ve yıkıma neden oldular.
- They caused an untold amount of death and destruction.
Gidişini Pazara kadar erteledi.
- He put off his departure till Sunday.
Gidişini ertelemeye karar verdi.
- He decided to postpone his departure.
Çim'de, hareket istasyonuna gitmek ve tren biletleri orada almak zorundasın.
- In China, you have to go to the departure station and buy train tickets there.
O, babasının ölümünden sonra işle ilgilendi.
- He took care of the business after his father's death.
Ölümün neye benzediği hakkında bir fikrim yok.
- I have no idea what death is like.
When death walked in, a chill spread through the room.
The death of my grandmother saddened the whole family.
... And at one of the death camps that he sets up, ...
... But we found the result, we do decrease the number of death ...