O onun ablası gibi görünmesine rağmen, gerçekte onun annesidir.
- Though she looks like his older sister, the fact is that she is his mother.
Ablam her gün koşuya gider.
- My older sister goes jogging every day.
Bunlar benim kız kardeşimin dergileri.
- These are my sister's magazines.
Kız kardeşim şekerleri sever.
- My sister likes sweets.
Kız kardeşim şekerleri sever.
- My sister likes sweets.
O, bana kız kardeşini tanıttı.
- He introduced his sister to me.
Babanın ya da annenin kız kardeşi senin yengendir.
- The sister of your father or mother is your aunt.
İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti.
- Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her.
Hemşire, bu hastayı gözünüzün önünden ayırmayın.
- Sister, don't let this patient out of your sight.
Kız kardeşim hemşiredir.
- My sister is a nurse.
Mary benim için bir kızkardeş gibi.
- Mary is like a sister to me.
Mary ve ben kızkardeş gibiyiz.
- Mary and I are like sisters.
Baldızım beni yeni evlerinde öğle yemeğine davet etti.
- My sister-in-law invited me to lunch in their new house.
Onun üvey annesi benim baldızım.
- His stepmother is my sister-in-law.
O bir rahibe oldu, o Rahibe Teresa adını aldı.
- When she became a nun, she took the name Sister Teresa.
Tom'un kızkardeşi bir rahibe.
- Tom's sister is a nun.
Kızkardeşim şimdi kötü bir soğuk algınlığı geçiriyor.
- My sister is suffering from a bad cold now.
Sen ve kızkardeşin yakın mısınız?
- Are you and your sister close?
My little sister is an annoying pest.