a crease in cloth, the face a surrow

listen to the pronunciation of a crease in cloth, the face a surrow
English - Turkish

Definition of a crease in cloth, the face a surrow in English Turkish dictionary

wrinkle
{f} kırışmak
wrinkle
{f} buruşturmak
wrinkle
kırıştırmak
wrinkle
{i} kırışıklık

Tom alnında birkaç kırışıklık edinmeye başladı. - Tom has started to get a few wrinkles on his forehead.

O, gözlerinin etrafında birkaç kırışıklık edinmeye başladı. - She has started to get a few wrinkles around her eyes.

wrinkle
{i} buruşukluk
wrinkle
ipucu
wrinkle
{f} buruştur
wrinkle
(isim) kırışıklık, kırışık, buruşukluk, buruşma, ustaca çözüm, kurnazlık, marifet, teknik, ipucu
wrinkle
{f} buruşturmak, kırıştırmak; buruşmak, kırışmak
wrinkle
(Tekstil) kırışık, buruşuk; kırıştırmak, buruşturmak
wrinkle
{i} marifet
wrinkle
{i} teknik
wrinkle
{i} buruşukluk, kırışıklık, kırışık
wrinkle
{i} kurnazlık
wrinkle
buruş/buruştur
wrinkle
cilt kırışığı
wrinkle
wrinklyburuşuk
wrinkle
kurnazlık/kırışık
English - English
{n} wrinkle