Kaçıranlar onun gözlerini bağladılar.
- The kidnappers blindfolded her.
O kadar namusludur ki banyo yaparken kendi gözlerini bağlar.
- She's so modest that she blindfolds herself when taking a bath.
O, Liszt sonatını gözleri bağlı çaldı.
- He played the Liszt sonata blindfolded.
Tom göz bağını çıkardı.
- Tom took off the blindfold.
Tom Mary'nin göz bağını aldı.
- Tom took the blindfold off Mary.
Tom Mary'nin göz bağını aldı.
- Tom took the blindfold off Mary.
Tamam, göz bağını çıkar.
- OK, take your blindfold off.