English - Turkish
Definition of a course or way which is traveled or passed in English Turkish dictionary
- route
- {i} güzergâh
Ben bir otobüs güzergahı haritası istiyorum.
-I'd like a bus route map.
Bir otobüs güzergahı haritası alabilir miyim?
-May I have a bus route map?
- route
- {i} rota
Tom Rota 19'dan uzakta yaşadı.
-Tom lived just off Route 19.
En hızlı rotayı aldık.
-We took the quickest route.
- route
- {i} yürüyüş emri
- route
- güzergâh
- route
- (Bilgisayar) dolaştır
- route
- yol
Boston'a hangi yoldan gideceğime karar veremiyorum.
-I can't decide which route to take to Boston.
Cenaze yolu boyunca sessizlik hüküm sürdü. (yaygındı)
-Silence prevailed along the funeral route.
- route
- yolu üzerinden göndermek
- route
- izlenecek yol
- route
- {i} hat
- route
- postacının gittiği
- route
- {f} belli bir kanaldan yollamak
- route
- {f} nakletmek
- route
- {f} yürüyüşe geçirmek (birlik)
- route
- (Nükleer Bilimler) yöntem
- route
- go the route sonuna kadar devam etmek
- route
- belirli bir yolla göndermek
- route
- {i} herzamanki yol
- route
- en route yolda
Related Terms
English - English
Definition of a course or way which is traveled or passed in English English dictionary
- route
You need to find a route that you can take between these two obstacles.
a course or way which is traveled or passed
Hyphenation
a course or way which I·s trav·eled or passedTurkish pronunciation
ı kôrs ır wey hwîç îz trävıld ır pästPronunciation
/ə ˈkôrs ər ˈwā ˈhwəʧ əz ˈtravəld ər ˈpast/ /ə ˈkɔːrs ɜr ˈweɪ ˈhwɪʧ ɪz ˈtrævəld ɜr ˈpæst/
Resimler
Favorites