Onun büyük geliri ona her yıl yurt dışında seyahat etmesini mümkün kılıyor.
- His large income makes it possible for him to travel overseas every year.
Yurt dışı şubeleri seçkin ürünleri dışarı çıkarıyor.
- Overseas subsidiaries are putting out top-of the-line products.
Meslektaşı yurtdışındaki birime tayin edildi.
- His colleague was transferred to an overseas branch.
Yurtdışına gitmeyi düşünüyor musunuz?
- Do you plan to go overseas?
Genelde Japon arabaları denizaşırı ülkelerde daha popüler.
- Generally speaking, Japanese cars are popular overseas.
Gemi denizaşırı ülkelerden geldi.
- The ship came from overseas.
Genelde Japon arabaları denizaşırı ülkelerde daha popüler.
- Generally speaking, Japanese cars are popular overseas.
Babam şimdiye kadar denizaşırı ülkelerde bulunmadı.
- My father has never been overseas until now.
Her yıl denizaşırı ülkelere gider.
- He goes overseas every year.