a counter, used in various games

listen to the pronunciation of a counter, used in various games
English - Turkish

Definition of a counter, used in various games in English Turkish dictionary

fish
balık

Yaşlı adam büyük bir balık yakaladı. - The old man caught a big fish.

Lütfen, balık ve eti dondurunuz. - Please freeze the fish and meat.

fish
{f} avlamak

Balık avlamak için göllere gidiyor musun? - Do you go fishing on the lakes?

Ben biraz balık avlamak için bir hafta izin alıyorum. - I'm taking a week off to do some fishing.

fish
(deyim) derya kuzusu
fish
(Hayvan Bilim, Zooloji) balıklar

Balıklar bugün ısırmıyorlar. - The fish aren't biting today.

O, balıklar hakkında o kadar şeyi nasıl öğrendi? - How did she get to know so much about fish?

fish
balık tutmak

Hobilerim balık tutmak ve televizyon izlemektir. - My hobbies are fishing and watching television.

Güzel bir gün ve canım balık tutmak istiyor. - It is a fine day and I feel like going fishing.

fish
{f} balık avla

Bazı oğlanlar balık avlar, diğerleri ise yüzer. - Some of the boys are fishing and the others are swimming.

Benimle balık avlamaya gel. - Come fishing with me.

fish
içinde balık avlamak
fish
seren berkitmek
fish
balıkbal
fish
up veya out ile arayıp
fish
{f} balık tutmak, balık avlamak
fish
{f} denizden çıkarmak
fish
{f} tutmak

Burada balık tutmak yasak. - Fishing is not allowed here.

Hobilerim balık tutmak ve televizyon izlemektir. - My hobbies are fishing and watching television.

fish
ağız aramak
fish
for ile aramak
fish
(isim) balık
fish
{i} (çoğ. fish, değişik türler için fish.es) balık
fish
(fiil) tutmak, avlamak, denizden çıkarmak, bulup çıkarmak, balığa çıkmak, araştırmak
fish
{f} araştırmak
fish
{f} balığa çıkmak

Tom babasıyla balığa çıkmaktan hiç keyif almadı. - Tom never enjoyed fishing with his father.

Bizimle balığa çıkmak istemediğinden emin misin? - Are you sure you don't want to go fishing with us?

English - English
fish
a counter, used in various games
Favorites