a contract to sell a security at a set price on or before a certain date

listen to the pronunciation of a contract to sell a security at a set price on or before a certain date
English - Turkish

Definition of a contract to sell a security at a set price on or before a certain date in English Turkish dictionary

put
açmak
put
atfetmek
put
(Ticaret) satma opsiyonu
put
şişmanlamak
put
çıkarmak

Sana bir zahmet çıkarmak istemiyorum. - I don't want to put you to any trouble.

Bu kazak çıkarmak ve giymek için rahat. - This sweater is comfortable to take off and put on.

put
neşretmek
put
oya sunmak
put
bahis tutuşmak
put
{f} yatırım yapmak
put
koşmak
put
fırlatmak
put
{f} atmak

Canlı bir ıstakozu kaynar su dolu bir kaba atmak acımasızca. - It's cruel to put a live lobster into a pot of boiling water.

Belki onu başımdan atmak için bir şey yaptım. - Maybe I did something to put him off.

put
{f} bırakmak

Onu arkamızda bırakmak zorundayız. - We've got to put that behind us.

Ben geçmişi arkamızda bırakmak istiyorum. - I'd like to put the past behind us.

put
zorlamak
put
{f} (put, --ting) koymak, yerleştirmek
put
{i} atış

Gitmeden bir şeyler atıştırmalısın. - You should put something in your stomach before you go.

put
hareketsiz
put
reye koymak
put
sabit

Sabit bir biçimde durarak elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı. - Sitting still he tried to put his best foot forward.

put
{f} yüklemek
English - English
put

He bought a January '08 put for Procter and Gamble at 80 to hedge his bet.

a contract to sell a security at a set price on or before a certain date

    Hyphenation

    a con·tract to sell a se·cu·ri·ty at a SET price on or be·fore a cer·tain date

    Turkish pronunciation

    ı kınträkt tı sel ı sîkyûrıti ät ı set prays ôn ır bîfôr ı sırtın deyt

    Pronunciation

    /ə kənˈtrakt tə ˈsel ə səˈkyo͝orətē ˈat ə ˈset ˈprīs ˈôn ər bəˈfôr ə ˈsərtən ˈdāt/ /ə kənˈtrækt tə ˈsɛl ə sɪˈkjʊrətiː ˈæt ə ˈsɛt ˈpraɪs ˈɔːn ɜr bɪˈfɔːr ə ˈsɜrtən ˈdeɪt/
Favorites