a contestant that you are matched against

listen to the pronunciation of a contestant that you are matched against
English - Turkish

Definition of a contestant that you are matched against in English Turkish dictionary

opponent
muhalif

Kamuoyu, destekçiler ve muhalifler olarak keskin bir şekilde bölündü. - Public opinion has been sharply divided into supporters and opponents.

Birçok muhalif Sibirya'ya gönderildi. - Many opponents were sent to Siberia.

opponent
{i} rakip

Onlar iyi rakiplerdi. - They were good opponents.

Partide,onun politik rakiplerinden biri onu birçok misafirin önünde küçük düşürdü. - At the party, one of his political opponents humiliated him in the presence of many guests.

opponent
{s} karşıt

Karşıtlar genetik mühendisliği bitkilerin çapraz döllenme yapabileceğini ve diğer bitkilere zarar verebileceğini söylüyorlar. - Opponents say genetically engineered crops can cross-pollinate and damage other crops.

opponent
{s} karşı

Aday rakibi karşısında vahşi suçlamalar yaptı. - The candidate made wild accusations against his opponent.

Onun rakibine karşı bir şansı yok. - He doesn't stand a chance against his opponent.

opponent
karşıki
opponent
(Dilbilim) karşıtdaş
opponent
(Dilbilim) karşıçıkan
opposite
karşıt olan
opponent
{s} zıt
opponent
{i} düşman
opposite
karşı

Kimin evi seninkinin karşısında? - Whose house is opposite to yours?

Onu evi caddenin karşı tarafında. - His house is on the opposite side of the street.

opponent
(Askeri) MUHALİF, RAKİP
opponent
{i} karşı taraf
opponent
{i} aleyhtar
opposite
karşıda olan
English - English
opposite
opponent
opposition
a contestant that you are matched against

    Hyphenation

    a con·tes·tant that you are matched a·gainst

    Turkish pronunciation

    ı kıntestınt dhıt yu ır mäçt ıgenst

    Pronunciation

    /ə kənˈtestənt ᴛʜət ˈyo͞o ər ˈmaʧt əˈgenst/ /ə kənˈtɛstənt ðət ˈjuː ɜr ˈmæʧt əˈɡɛnst/
Favorites