a confused collection; hence, confusion; disorder; as, the room is in a clutter

English - Turkish

Definition of a confused collection; hence, confusion; disorder; as, the room is in a clutter in English Turkish dictionary
clutter: {i} dağınıklık, karışıklık
clutter: (fiil) darmadağın etmek, altüst etmek, yığmak; tıka basa doldurmak
clutter: kargaşalık
clutter: karıştırmak
clutter: darmadağınık etmek
clutter: kalabalık etmek
clutter: parazit yankılar
clutter: karmakarışık etmek
clutter: çöp yığını
clutter: {i} karman çormanlık
clutter: {f} darmadağınık
clutter: patırtı
clutter: {f} tıka basa doldurmak
clutter: gürültülü bir şekilde ve acele olarak konuşmak
clutter: gurültü etmek
clutter: {f} darmadağın etmek
clutter: {f} altüst etmek
clutter: (Askeri) EKO KARIŞIMI: Temas, skop parazit grubuna girince; radar skopundaki daimi ekolar, bulut, veya diğer atmosfer yankıları. Ayrıca bakınız: "radar clutter"
clutter: koşuşmak
clutter: {i} düzensizce yayılmış eşya

English - English

Definition of a confused collection; hence, confusion; disorder; as, the room is in a clutter in English English dictionary: clutter

a confused collection; hence, confusion; disorder; as, the room is in a clutter

Hyphenation

a con·fused collection; hence, confusion; disorder; as, the room I·s in a clut·ter

History

Favorites