a composition, written or printed; a treatise

listen to the pronunciation of a composition, written or printed; a treatise
English - Turkish

Definition of a composition, written or printed; a treatise in English Turkish dictionary

book
{f} ayırtmak

Üç yer ayırtmak istiyorum. - I'd like to book three seats.

Otelde bir oda ayırtmak zorundayım. - I have to book a hotel room.

book
{f} tutmak

Onları temiz tutmak şartıyla sana elimdeki kitapları ödünç vereceğim. - I will lend you the books, which I have at my disposal, on condition that you keep them clean.

book
{i} liste

Bu, yasaklanmış kitaplar listesinde. - This is on the list of banned books.

O listedeki kitapları Japonya'da bulmak zor olacak. - The books which are on that list will be difficult to find in Japan.

book
{f} yer ayırmak
book
{i} libretto
book
{i} opera metni
book
{f} rezerve et
book
{f} (polis) (sanığı/cezaya çarptırılan birini) kayda geçirmek
book
karakolda suçlu olarak kaydetmek
book
bap
book
{f} ayırmak
book
peylemek
book
sanığı kayda geçirmek
book
rezervasyon yaptırmak
book
kayıt

Kitap kulübüne kayıt yaptırmak, tanıtım paketinden sonra üç kitap daha satın almanızı şart koşar - Enrolling in the book club obligates you to buy three more books after the introductory package.

book
deftere geçirmek
book
defter

Tom defter tutma metodumuzu benimsedi. - Tom adopted our method of bookkeeping.

Tom küçük siyah defterine Mary'nin telefon numarasını yazdı. - Tom wrote Mary's phone number in his little black book.

book
deste

Bu raflar birçok kitabı destekleyemez. - These shelves cannot support so many books.

book
{f} deftere işlemek
English - English
book