English - Turkish
Definition of a complete matched set of furniture, such as a bedroom suite in English Turkish dictionary
- suite
- birkaç odalı daire
- suite
- oda takımı
- suite
- (mobilya) takım
- suite
- (konakçı/vb.) daire
- suite
- {i} suit oda
- suite
- {i} devamı (roman)
- suite
- {i} müz. süit
- suite
- {i} suit
Kendine otel suiti tuttu.
-She had the hotel suite to herself.
Ben, suitleri ferah, kanapeleri geniş sandviçleri bol buldum.
-I found the suites capacious, the sofas commodious, the sandwiches copious.
- suite
- {i} takım
- suite
- {i} süit [müz.]
- suite
- süit
Tom, Boston'un en pahalı otellerinden birinde bir süit kiraladı.
-Tom rented a suite in one of Boston's most expensive hotels.
Bu süit benim kondominyumumdan üç kat daha büyüktür.
-This suite is three times larger than my condominium.
- suite
- {i} (mobilya için) takım: bedroom suite yatak odası takımı
- suite
- maiyet/daire/takım
- suite
- aynı sınıftan (plütonik, metamorfik gibi) iki veya daha fazla litodemin oluşturduğu kaya birimidir
- suite
- {i} birkaç odalı daire: honeymoon suite balayı dairesi
- suite
- {i} maiyet
Bu test maiyeti istikrarsız.
-This test suite is unstable.
Related Terms
English - English
Definition of a complete matched set of furniture, such as a bedroom suite in English English dictionary
- suite
a complete matched set of furniture, such as a bedroom suite
Hyphenation
a com·plete matched SET of furniture, such as a bed·room suitePronunciation
Resimler
Favorites