a compass, length, degree, execution

listen to the pronunciation of a compass, length, degree, execution
English - Turkish

Definition of a compass, length, degree, execution in English Turkish dictionary

extent
müsadere
extent
(Nükleer Bilimler) büyüklük
extent
{i} kapsam
extent
{i} uzunluk
extent
{i} ölçü

Ne ölçüde ona güvenilebilir? - To what extent can he be trusted?

Bir ölçüde söylediklerine katılıyorum. - I agree with what you say to some extent.

extent
kaplam
extent
uzam
extent
to the full extent of his power elinden geldiği kadar
extent
derece

Söylenti bir dereceye kadar doğru. - The rumor is true to some extent.

Bir dereceye kadar seninle aynı fikirdeyim. - To some extent I agree with you.

extent
alan
extent
boy

Birinin cehaletinin boyutunu bilmek önemlidir. - It is important to recognize the extent of one's ignorance.

Dan, Linda'nın suç tarihinin boyutunu bilmiyor. - Dan doesn't know the extent of Linda's criminal history.

extent
miktar

Söylediğini bir miktar kabul ediyorum. - I accept what you say to some extent.

extent
(isim) uzunluk, genişlik, yükseklik, alan, boyut, kapsam, derece, ölçü
extent
uzanma
extent
saha
extent
to a great extent büyük çapta
extent
musadere emirnamesi
English - English
{n} extent
a compass, length, degree, execution
Favorites