a companion or companions

listen to the pronunciation of a companion or companions
English - Turkish

Definition of a companion or companions in English Turkish dictionary

company
bölük
company
şirket

Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi. - Adopting the new policy was the best thing this company ever did.

O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı. - He began to work for that company last year.

company
{i} birlik

Tom artık şirket ile birlikte değil. - Tom is no longer with the company.

Şirketimizi birlikte çevirmemiz için yeni bir lidere ihtiyacımız var. - We need a new leader to pull our company together.

company
{i} ortaklık

Bir ortaklık ister misin? - Do you want some company?

Kötü bir ortaklıktansa yalnız olmak daha iyidir. - Better to be alone than in bad company.

company
{i} misafirler; misafir
company
{i} topluluk
company
kuruluş

Şirketin kuruluşu 1950 yılında oldu. - The launching of the company was in 1950.

company
misafirler
company
mürettebat
company
arkadaş

Sadece Tom'a arkadaşlık etmek için geldim. - I just came along to keep Tom company.

Tom'la arkadaşlık etmemeni tavsiye ederim. - I advise you not to keep company with Tom.

company
dost

Tom şirkette benim dostumdur. - Tom is my ally at the company.

company
arkadaşlık

Tom'la arkadaşlık etmemeni tavsiye ederim. - I advise you not to keep company with Tom.

Sana arkadaşlık edebilir miyim? - Can I keep you company?

company
company manners görgü kurallarına uygun davranışlar
company
{i} topluluk, kumpanya
company
tiyatro oyuncu topluluğu
company
(isim) şirket, ortaklık, birlik; arkadaşlık, eşlik, topluluk, toplantı, misafir; bölük, tayfa
company
(Avrupa Birliği) şirket, firma
company
(Sosyoloji, Toplumbilim) eşlik (etme)
English - English
company
a companion or companions

    Hyphenation

    a com·pan·ion or companions

    Turkish pronunciation

    ı kımpänyın ır kımpänyınz

    Pronunciation

    /ə kəmˈpanyən ər kəmˈpanyənz/ /ə kəmˈpænjən ɜr kəmˈpænjənz/
Favorites