Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

a companion; a comrade; a mate

listen to the pronunciation of a companion; a comrade; a mate
English - Turkish

Definition of a companion; a comrade; a mate in English Turkish dictionary

lad
{i} erkek çocuk
lad
{i} seyis yamağı
lad
genç erkek
lad
genç

Çok zeki genç bir hanımdır. - She is a very intelligent young lady.

O iyi genç bir delikanlı. - He's a fine young lad.

lad
{i} adam

İki adam Lady Mary'nin kalbi için yarıştı. - The two men competed for Lady Mary's heart.

Genç adam yaşlı kadının yiyeceklerini arabasına yüklemesine yardımcı oldu. - The young man helped the old lady load the groceries into her car.

lad
{i} delikanlı

Delikanlı Tom'un üzerine abandı ve kulağına bağırdı. - The lad leaned over and shouted into Tom's ear.

O iyi genç bir delikanlı. - He's a fine young lad.

lad
büyücek erkek çocuk
lad
{i} çoğ., İng. (erkekleri kastederek) arkadaşlar: Tell the lads! Arkadaşlara söyle! Come on, lads! Haydi
English - English
lad