a combining form meaning part, portion; as, blastomere, epimere

listen to the pronunciation of a combining form meaning part, portion; as, blastomere, epimere
English - Turkish

Definition of a combining form meaning part, portion; as, blastomere, epimere in English Turkish dictionary

mere
{s} sırf
mere
{i} göl
mere
{s} önemsiz
mere
yalnızca

Tüm dünya bir sahnedir, insanlar da yalnızca birer oyuncu. Sahneye girer, çıkarlar ve zamanları boyunca yedi dönemden oluşan birçok oyun sergilerler. - All the world is a stage, and all the men and women merely players. They have their exits and their entrances, and one man in his time plays many parts, his acts being seven ages.

İyimserlik yalnızca bir bilgi eksikliğidir. - Optimism is merely a lack of information.

mere
yalnız

İyimserlik yalnızca bir bilgi eksikliğidir. - Optimism is merely a lack of information.

Tüm dünya bir sahnedir, insanlar da yalnızca birer oyuncu. Sahneye girer, çıkarlar ve zamanları boyunca yedi dönemden oluşan birçok oyun sergilerler. - All the world is a stage, and all the men and women merely players. They have their exits and their entrances, and one man in his time plays many parts, his acts being seven ages.

mere
sadece

Sadece çay nasıl alınır? - How to merely get tea?

Bir köpeğin sadece bakışı onu korkuttu. - The mere sight of a dog made her afraid.

mere
safi
mere
merely sadece
mere
{s} katkısız
mere
bataklık
mere
(isim) göl
mere
{s} sade

Sadece çay nasıl alınır? - How to merely get tea?

Ben gerçek bir balık değilim, ben sadece tamamen bir peluşum. - I'm not a real fish, I'm just a mere plushy.

mere
ancak

Bizler tanrılar değiliz, ancak katıksız insanlarız. - We're not gods, but mere men.

mere
{s} saf
mere
veya göl
English - English
mere
a combining form meaning part, portion; as, blastomere, epimere
Favorites