English - Turkish
Definition of a cockleshell in English Turkish dictionary
- cockle
- buruşukluk
- cockle
- (Gıda) açivades
- cockleshell
- midye kabuğu
- cockle
- buruş
- cockle
- (isim) kabuk (midye vb.), tarak kabuğu; küçük sandal, küçük kayık
- cockle
- bu hayvanın kabuğu
- cockle
- küçük hafif sandal
- cockle
- tarak
- cockle
- buruşmak
- cockle
- buruş,midye
- cockle
- {i} tarak kabuğu
- cockle
- {i} küçük sandal
- cockle
- Agrostemma githago It warmed
- cockle
- Cardium edule
- cockle
- kırışmak
- cockle
- buruşturmak
- cockle
- kırıştırmak
- cockle
- {i} kabuk (midye vb.)
- cockle
- midye ve istiridyeye benzer eti yenir bir deniz hayvanı
- cockle
- kırışık
- cockleshell
- {i} küçük sandal
- cockleshell
- {i} kabuk (midye vb.)
- cockleshell
- {i} küçük kayık
- cockleshell
- (isim) kabuk (midye vb.), tarak kabuğu; küçük kayık, küçük sandal
- cockleshell
- {i} tarak kabuğu
- cockleshell
- bot/kabuk
- cockleshell
- kabuk
- cockleshell
- midye vb kabuk
Related Terms
English - English
Definition of a cockleshell in English English dictionary
- cockle
- cockleshell
- The shell of a cockle (or similar shell)
- cockleshell
- A light boat
- cockleshell
- A small, flimsy boat
- cockleshell
- a small light flimsy boat
- cockleshell
- {i} shell of a cockle (type of shellfish); scallop; light boat
- cockleshell
- One of the shells or valves of a cockle
Related Terms
a cockleshell
Hyphenation
a cock·le·shellPronunciation
Resimler
History
Favorites